Trump tarifeleri haklı mı? Yeni dünya düzeninde ekonomi

Donald Trump’ın Amerikan başkanlığı döneminde gümrük tarifelerinde uyguladığı radikal değişimler, dünya ekonomi ve siyasi çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Özellikle 2018’de çelik ve alüminyum ithalatına sırasıyla %25 ve %10 ek vergi getirilmesi, küresel piyasalarda şok etkisi yarattı. Borsalar bu kararlara dalgalanmalarla yanıt verdi; örneğin, Dow Jones Endeksi kararın açıklandığı gün 400 puandan fazla düşüş yaşadı. Uzmanlar, bu politikaların uzun vadede ekonomik dengeleri yeniden şekillendirebileceğini düşünüyor. Peki, bu tarifeler gerçekten haklı mı? Bu soruyu yanıtlamak için ABD’nin ekonomik geçmişine ve yeni dünya düzenindeki üretim dinamiklerine bakmamız gerekiyor.

ABD’nin Dünya Ekonomisindeki Tarihsel Yeri

Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel üretimdeki payı, tarih boyunca önemli değişimler geçirdi:

• 1945: II. Dünya Savaşı sonrası ABD, küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yaklaşık %50’sini oluşturuyordu. Avrupa ve Asya’daki rakiplerin savaşla yıkılması, bu geçici dominasyonu açıklamıştı.

• 1970: Bu oran %26,6’ya geriledi. Batı Avrupa ve Japonya’nın toparlanması, ABD’nin relatif payını azalttı.

• 2000: Çin’in yükselişiyle pay %19,4’e düştü.

• 2023: Nominal GSYİH’de %25’lik bir paya sahip olan ABD, satın alma gücü paritesine göre ise %15,5 civarında seyrediyor.

Bu düşüş, küreselleşme ve diğer ülkelerin sanayileşmesiyle açıklanabilir. Özellikle Çin, 2010’dan itibaren dünyanın en büyük üreticisi konumuna yükseldi. ABD ise petrol, havacılık ve teknoloji gibi stratejik sektörlerde liderliğini korusa da, genel üretimde ikinci sıraya geriledi.

Küresel Tedarik Zinciri ve Kırılganlıkları

Günümüzde ekonomi, bilginin globalleşmesiyle birlikte tedarik zincirlerine bağımlı hale geldi. Büyük ölçekli bir otomobil fabrikasının yerinde üretim oranı %15-20’lere kadar düştü. Örneğin, bir Ford aracının motoru Almanya’dan, şanzımanı Güney Kore’den, pili Çin’den, yazılımı ABD ve Hindistan’dan gelebiliyor. Bu sistem, maliyetleri düşürüp küresel işsizliğe çare gibi görünse de krizlerde kırılganlığını ortaya koyuyor. 2020’de pandemi sırasında yarı iletken çip kıtlığı, otomotiv üretimini durma noktasına getirdi; General Motors, tesislerini geçici olarak kapatmak zorunda kaldı. Bu durum, Trump’ın “üretimi eve geri getirme” felsefesini destekleyen bir argüman olarak görülebilir.

Trump Tarifeleri: Haklılık ve Eleştiriler

Trump, Çin’den ithal edilen ürünlere %10-25 arasında değişen tarifeler uygulayarak Amerikan sanayisini korumayı hedefledi. Bu politikalar, bazı sektörlerde işe yaradı; örneğin, ABD çelik üretimi 2018-2019’da %10 arttı ve 6.000 yeni iş yaratıldı. Ancak karşıt görüşler de güçlü: Tarifeler, ithal malların fiyatını artırarak Amerikan tüketicisini olumsuz etkiledi. Örneğin, çamaşır makinesi fiyatları %12 yükseldi. Ayrıca, Çin’in misilleme tarifeleri, Amerikan tarım ihracatını vurdu; soya fasulyesi ihracatı 2018’de %74 azaldı. Küresel ticaretin bu şekilde baltalanması, uzun vadede ABD’nin müttefikleriyle ilişkilerini de zedeleyebilir.

Yine de Trump’ın yaklaşımı, Çin’in dünya üretimindeki ağırlığını dengeleme çabası olarak mantıklı görünüyor. Alibaba ve Amazon gibi platformlar, küresel pazarı domine ederken, Çin’in ucuz iş gücü ve devlet sübvansiyonlarıyla sağladığı avantaj, diğer ülkeler için tehdit oluşturuyor. Trump tarifeleri, bu asimetriye bir yanıt olarak değerlendirilebilir.

Türkiye İçin Dersler

Türkiye olarak bizler de bu tablodan ders çıkarmalıyız. Kendi üretim ekosistemimizi kurmak, stratejik sektörlerde dışa bağımlılığı azaltmak ve geleceğe odaklı politikalar geliştirmek zorundayız. Örneğin, yerli otomobil TOGG projesi, bu yönde atılmış umut verici bir adım. Küresel krizler, yerel üretimin değerini bir kez daha kanıtladı.

Sonuç

Trump tarifeleri, tutucu ve tartışmalı olsa da, ABD’nin ulusal çıkarlarını koruma mantığına dayanıyor. Ancak bu politikaların başarısı, küresel tepkiler ve uzun vadeli ekonomik etkilerle ölçülecek. Yeni dünya düzeninde, ülkelerin dengeyi bulması için hem iş birliğine hem de stratejik bağımsızlığa ihtiyacı var.

Saygılarımla,

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Öztürk Arşivi