Gazze… Yüzyıllardır tarih sahnesinde adını sıkça duyduğumuz, ancak çoğu zaman sadece acılarıyla hatırlanan bir şehir. Bugün de Gazze halkı, bir kez daha direnişin ve hayatta kalma mücadelesinin tam ortasında. Evler yıkılmış, sokaklar boşalmış; ama insanın en temel özelliği olan umut, hâlâ sokaklarda yankılanıyor.
İnsanlar, özellikle çocuklar, her gün basit bir ekmek parçası, temiz su ya da güvenli bir sığınak için çaba harcıyor. Her evde ayrı bir hikâye, her gözde ayrı bir endişe var. Fakat işte tam da bu zorluklar, Gazze halkının dayanışmasını ve direncini daha da güçlendiriyor. Komşu komşuya destek oluyor, küçük yardımlar büyük umutlara dönüşüyor.
Geçmiş yılların acıları, bugünün çabaları ve yarının hayalleri… Hepsi Gazze’nin dokusunda iç içe geçmiş durumda. Tarih boyunca sürekli sıkıntı ve kuşatmalarla sınanan bu topraklarda, insanlar sadece hayatta kalmakla kalmıyor; aynı zamanda yaşamı ve insanlığı savunuyor.
Biz dışarıdan bakarken, bazen sadece trajediyi görüyor olabiliriz. Ama unutmamalıyız ki, her trajedinin içinde bir direniş, her kaybın ardında bir umut saklıdır. Gazze halkı için asıl mesele, yalnızca savaşın durması değil; insani yardımların güvenle ulaşması, çocukların sağlıklı büyüyebilmesi ve yaşamlarını yeniden inşa edebilmeleri.
Bugün yazdığımız kelimeler, onların sesine küçük bir destek olabilir. Gazze’yi sadece bir harita noktası olarak değil, insanlığıyla, umuduyla, direnciyle hatırlamak zorundayız. Ve biz, bu dünyanın bir parçası olarak, onların yanlarında durmayı seçmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.