Sefer Aşır Eraslan
Halep
“Önce Allah’a, sonra Türkiye’ye güveniyoruz”
Bu sözü geçenlerde Türkiye’yi ziyaret eden Lübnan Başbakanı Mikati söyledi. Daha önce yıllar önce Lübnan müftüsü de “Allah’ım Türklere ve Türkiye’ye zeval verme. Çünkü İslamın tek dayandığı güvendiği müdafisi onlardır. O’nlara zarar gelirse İslam ayaklar altında kalır. Yardım et Allah’ım” demiştir. Onunla aynı zamanda Cezayir Müslümanlar lideri, Tunus İslam birliği müftüsü de aynı minvalde konuştular. Yani şu zamanda İslam’ın tek koruyucusu Türkiye’dir. Diğerleri uşaktır, köledir, paryadır. Onlar ancak adı olan ama varlığı tartışılan devletlerdir. Suud uşakları da “İslam bizim Kuran bizim, yazı bizim, siz kim oluyorsunuz” diye alçaklık etmektedir. İslam’ın bağrındaki hançer olan İran’ı “Müslüman safında görmüyoruz. Onları geçip gitmek gerekir.
Şam ve Hama ile alakalı bazı hatıralarımı ve birkaç anekdot yazdıktan sonra üçüncü Suriye şehri Halep ile alakalı birkaç anekdot aktaracağım. Suriye olaylarından iki yıl evvel Hataylı bir milletvekili dostun İdlib belediye başkanı olan akrabasına telefonu ile gidip ailece arabamızla Halep Hama Lazkiye ve Şam’ı gezecektik. Kuzey Kore’den de zalim olduğunu şimdilerde gördüğümüz Şam şeytanı kaçtı da millet kurtuldu. Biz o zaman misafir ettiği Türkiye devlet adamlarını Halep’i kendi sınırları içinde gösteren haritanın altında topluyordu. Hani öyle idrak sahibi, strateji sahibi adam diye kızıyorduk. Halep bir Türkmen şehridir. Bütün Irak’a değen bir şehirdir. Zaten Türkiye’den dönen bir Suriyeli genç de “Halep bir Türkmen şehridir daimi olarak Türklerin olmalıdır” diyordu. Kim ne derse desin gönlümüzden geçmiyor da değil. Halep ordaysa arşın burada” sözü ile başlayalım. Belki bir Şam şeytanı bir şeytanlık yapmış da hesap şaşmış olabilir.
Osmanlı sarayında nalbant olarak çalışan babasının mesleğinden dolayı Mehmet, “Öküz Mehmet Paşa” diye anılırmış. Çocuk tam bir idealist. İyi bir eğitim aldıktan sonra Halep şehrine “Paşa” tayin edilmiş. (eskiden valiye paşa denirdi. Urfa’ya gelen de validir. Girit’e sürülen Ziya efendi de paşa denilen validir)Halep en gözde bir yer. Babasının mutlaka tesiri olmuştur. Başta Türk’tür. Problemi yoktur. Azerbaycan’ın Tahran büyükelçisi Fuzulişinas dostum demişti ki “bu defa Ankara’ya büyükelçi olacağım. Tahran’da Farslarla boğuştuk Ankara’da Türk gardaşlarımızla biraz rahat edelim” demişti. Yani Türk’ün ekseriyette olduğu yerde problem yoktur. İşte Mehmet Paşa da Halep’te rahat etsin diye gönderilmiş olabilir. 14-15 Mehmet Paşa. Lakabı Öküz olan Öküz Mehmet Paşa…
Paşa eyalet kabinesini toplamış. Gündem konuşulurken dışarıdan bir öküz sesi gelir. Herkes bıyık altından gülüp”bizimkinin adamının sesi geliyor” derlermiş. İçlerinden bir cesaret sahibi adam, “Paşam Paşam dışarıdan bir ses geliyor. O ne diyor?” demiş. Paşa zeki bir adam anlamış bu haddini bilmezin maksadını. Demiş ki:
O diyor ki “Paşa sen bizdensin o eşeklerin içinde ne işin var” diyor demiş. Saray bahçesinden seslenen öküzlere de bakanlar kurulunda “siz eşşeksiniz” diyenlere de ne kadar çok rastlıyoruz.
Halep şehrinden bağrı delik deşik Halep kalesinden Antep kalesine selam olsun. Hüzünlü bakışların yerini eski şen günlerin alacağı zaman yakındır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.