Kartalkaya yangın faciası ve denetim mekanizmalarının önemi

Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangın faciası, tüm kamuoyunu ve milletimizi derinden sarsmıştır. Yaşamını yitiren vatandaşlarımız ve yaralananlar, toplumda derin yaralar açmış ve büyük bir üzüntüye sebep olmuştur. Bu trajedi, profesyonel tesislerin ve işletmelerin yasal gereklilikleri en az düzeyde yerine getirmesinin yol açabileceği tehlikeleri bir kez daha gözler önüne sermiştir. İş sağlığı ve güvenliği ile yangın tedbirlerine ilişkin hassasiyetin yetersizliği kamuoyunda haklı tartışmalara neden olmuştur.

Kamu güvenliği ve kamu sağlığı, ihmal edilmemesi gereken hayati öneme sahip konuların başında gelmektedir. Yangın güvenliği başta olmak üzere, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin eksiksiz bir şekilde uygulanması, hem kamu hem de özel sektör için kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu tedbirlerin sıkı bir şekilde denetlenmesi ve sürdürülebilir bir denetim mekanizmasının oluşturulması, devletin en temel sorumluluklarından biridir. Kamu ve özel sektördeki hizmet sağlayıcılar ile hizmetten yararlananlar açısından güvenliği sağlamak, devletin denetim gücünü etkin bir şekilde kullanmasını gerektirmektedir.

Yangın güvenliği ve iş sağlığı güvenliği konusunda caydırıcı önlemler alınmalı, yürürlükteki mevzuatların güncelliği korunmalı ve denetim süreçleri sıkı bir şekilde yürütülmelidir. Devlet, oluşturduğu mekanizmalar ve ilgili teşkilatlar aracılığıyla bu denetimleri düzenli olarak gerçekleştirmeli ve güvenlik standartlarının ihlal edilmesine kesinlikle müsamaha göstermemelidir.

Denetim Mekanizmalarının Geçmişten Günümüze Evrimi

Ülkemizde 2000’li yılların başında etkin bir müfettişlik mekanizması bulunmaktaydı. Her kurum, kendi bünyesinde müfettiş ve denetim teşkilatına sahipti ve bu teşkilatlar aracılığıyla düzenli denetimler ve rehberlik faaliyetleri yürütülmekteydi. Bu yapı, kurumların daha disiplinli ve sorumluluk sahibi hareket etmesini sağlıyordu.

2005 yılından itibaren ise doğrudan vatandaşın şikâyet ve taleplerini iletebildiği BİMER (Başbakanlık İletişim Merkezi) devreye girdi. İlk yıllarında güçlü bir denetim mekanizması oluşturan bu sistem, gelen şikâyetleri ve talepleri doğrudan Başbakanlık düzeyine taşıyarak, yetkili birimlere yönlendiriyor ve sonuçları hakkında başvuru sahibine bilgi veriyordu. Vatandaşların sorunlarının takip edilmesi açısından etkin bir çözüm mekanizması olarak çalışıyordu.

Günümüzde ise CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) adıyla devam eden sistemin etkinliği, ilk yıllara kıyasla azalmış durumdadır. Bunun sebeplerinden biri, vatandaşların devlete ve denetim mekanizmalarına olan güveninin zamanla zedelenmiş olmasıdır. Eğer şikâyet mekanizmaları caydırıcı bir yaptırım gücüne sahip olmaz ve denetim organları işlevselliğini yitirirse, vatandaşın kurumlara olan güveni sarsılır ve bu durum kamu güvenliği açısından ciddi riskler doğurur.

Denetimlerin Etkinliği ve Kamu Güvenliği

Denetim kurumlarının etkin görev yapması, kamu ve özel sektörde hizmet veren kuruluşların güncel ve dinamik bir şekilde faaliyet göstermesini sağlar. Bu denetimler sadece rutin bir prosedür olarak değil, caydırıcı bir kontrol mekanizması olarak işletilmelidir. Kurumların işlevsel ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, vatandaşların can ve mal güvenliğini güvence altına almak açısından hayati bir önem taşımaktadır.

Özellikle otel, restoran, turistik tesisler ve yoğun insan trafiğinin olduğu kamuya açık alanlarda yangın güvenliği önlemleri en üst seviyeye çıkarılmalıdır. Yangın söndürme sistemlerinin bakımları düzenli yapılmalı, tahliye planları oluşturulmalı ve tüm personelin yangın anında nasıl hareket edeceği konusunda eğitilmesi sağlanmalıdır. Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri de sadece kâğıt üzerinde değil, sahada uygulanabilir ve denetlenebilir bir sistem haline getirilmelidir.

Bolu Kartalkaya’da yaşanan trajedi, göz ardı edilen güvenlik önlemlerinin ne kadar büyük sonuçlara yol açabileceğini bir kez daha acı bir şekilde göstermiştir. Artık denetim mekanizmalarının daha aktif hale getirilmesi, kamu ve özel sektörde iş sağlığı ve güvenliği standartlarının sıkı bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Yasal düzenlemelerin uygulanabilirliği artırılmalı, denetim mekanizmaları güçlendirilerek sorumluluk bilinciyle hareket eden bir yapı oluşturulmalıdır. Ancak bu şekilde benzer trajedilerin önüne geçilebilir ve toplumun güvenliği sürdürülebilir bir hale getirilebilir.

Sonuç olarak, devletin temel görevlerinden biri, vatandaşlarının güvenliğini sağlamaktır. Yangın güvenliği, iş sağlığı ve güvenliği gibi hayati konularda denetimlerin etkili bir şekilde yapılması, bu tür faciaların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Sürekli denetim, güçlü yaptırımlar ve bilinçlendirme çalışmaları, toplumun güvenli bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için kaçınılmaz unsurlardır.

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Öztürk Arşivi