Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

Şam-ı şerif ve Şam şeytanı

Suriye’deki rejim değişikliğinin ilk günlerinde “değişiklikten mutlu musunuz”? diye halka soran TV muhabirlerine ya yüzünü kapatarak veya konuşmayarak tepki veren insanlar vardı. Şimdi hem açıktan konuşuyorlar, hem de hareketleriyle daha da ileriye giderek ifadelerde bulunuyorlar. 1994 yılın caddelerdeki çınar ağaçlarının gövdesine el yazısıyla yazılmış, el kadar kağıda yazılmış ilanlar asıldı.

Sabah bunları gören özellikle makam sahibi insanlar korktular. ”Acaba müstakillik bir KGB kandırmacası mıydı sistemin? KGB yeniden eskiye mi döndürmek istiyor? Korkuya kapılmışlardı. Suriyeliler de henüz birkaç gün olan bir korku imparatorluğunun geri gelmesinden korkarak konuşmuyorlardı. Şimdi konuşacak o kadar çok mevzu var ki! Önce “ağzımız var dilimiz yok” diyenler şimdi “hem ağzımız var hem de dilimiz var” diyorlar.

Konuşmak için sıraya giriyorlar. Elbette Şam’ın zalimi SSCB zalimlerinden de zalim… Ortaya çıkanlar dehşetten de beter aman Allahım! Ama ikisi de sosyalist. İkisi de sözde hümanist! Sovyetler zamanında metrosu olan şehirlerde istasyonlardan birisinin adı mutlaka “Halkların Dostluğu” durağı olurdu. Oysa halklar dost değil gücü yetenin diğerinin gırtlağını sıkıp boğduğu zalimler yurdu.

Şam ismiyle andığımız bu şehir, batı dillerinde Domestuck diye ifade edilir. Ama bizde ve Türkistan coğrafyasında Şam’dır. Yine Türkistan coğrafyasında bir tarih öğretmeni ile sohbetimizde “ünvanı şerif olan bir şehir var mı sizde?” diye sorduktan sonra sıralamaya başladı. Afganistan’daki Özbeklerin yaşadığı şehir Mezar-ı Şerif, Buhara- Şerif, Bağdad-ı Şerif ve Kuds-ü Şerif ve Şam-ı Şerif diye de ekledi. Şam’ın birinci ünvanını böylece kayda geçirdik. Yani “mübarek bir toprak, mübarek bir şehir” demek istiyor.

Şam şeytanı. Yani şeytanı da kandıran büyük şeytan. Hacda bu şeytanı taşlamaya o büyük şeytanın içerisinden de o kadar çok gelen var ki. Arabistan’dan Mısır’a kadar her tarafın ticaret merkezi çok eskilerden bu tarafa Şam idi. Hz Yusuf’u kuyuya atan kardeşlerinin hesabı yanlıştı. Yusuf kuyuda bağıra bağıra açlık ve susuzluktan ölür” diyorlardı. Ancak hesap edemedikleri Şam’dan gelen bir ticaret kervanının O’nu kuyudan çıkaracağı idi. Yani Mısır da ticareti Şam’dan yapıyordu. Lakin Şam tüccarlarının o kadar kurnaz ve kandırıcı, hilekarlıkları vardı ki “Şam şeytanı” yani şeytana pabucunu ters giydiren kurnaz ve aldatıcı insanlar var demekti. Hz Hatice’nin devleriyle Şam’dan gelen ticaret kervanını Hz Muhammet de karşılardı ya… İşte bu gün de ticaretin merkezi sayılan bu şehir özgürdür. Bir vaiz arkadaş kürsüden İlmin yüzde doksanı Bağdat’ta, Ticaretin yüzde doksanı da Şam’dadır…” diyordu. Yani ister şeytanlarıyla ister ticaretiyle hep merkez olmuş Şam. Osmanlı döneminde Şam eyalet sayılmamış ancak Halep merkez eyalet sayılmıştır. Acaba bu işte Şam’ın kandırıcılığı etken olmasın?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi

Halep

02 Ocak 2025 Perşembe 03:26

Hama

18 Aralık 2024 Çarşamba 01:06