Epilepsi hastalarımız, anlayış, hoşgörü ve destek bekliyorlar

Dünya geneline baktığımızda ülkemizi yakinen ilgilendiren bir dizi sorunun yanı sıra, içeride neler olup bittiği konusunda yeteri kadar duyarlı olmadığımızı düşünüyorum.

Elbette, Suriye, Irak, İran, Gazze, İsrail yani çevremizi saran yangından haberdar olalım, bir gözümüz, bir kulağımız oralarda olsun. Ülkemize yönelik her türlü düşmanca davranışlara karşı hassasiyet gösterelim ve unutmayalım ki, başka Türkiye yok.

Dışarıda ki sorunlarla ilgilenmek, insanımızın dertleri, problemleri, sıkıntıları ile uğraşmayalım, kulaklarımızı tıkayalım, görmemezlikten gelelim demek değildir.

İşte bunlardan birisi de, sayıları yüzbinleri bulan, "Epilepsi Hastaları".

Eminim bu konu, ne yazılı ne görsel basında ne de sosyal medyada yeteri kadar gündem olmadı, olmuyor da. Çünkü magazinli bir konu değil!

Maalesef ne olduğu belli olmayan insanlara saatlerce ekranlarımıza konuk eder, çarşaf-çarşaf yazılar yazar, yorumlar yaparız. Olmadık insanların tanıtımına zaman ayırırız. Ama kendi insanımızın ciddi sorunlarına eğilmediğimiz gibi, yapılan çalışmaları da görmemezlikten, duymamazlıktan geliriz.

Örneğin, Epilepsi hastalarının ülke çapında tek sivil toplum kuruluşu ve uluslararası düzeyde ülkemizi temsil etmekte olan, "Epilepsi ve Yaşam Derneği'nin" çalışmaları hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Neler yaptıklarını veya niye bu kadar çırpındıklarını bilen, duyan, okuyan var mı? Dernek Başkanı Ebru Öztürk'ün olağanüstü fedakarlıklarını, epilepsi hastalarının sorunlarını duyurmak, sıkıntılarını dile getirmek için hangi çalışmalar yaptığını biliyor muyuz?

Seslerini duyurmak için çalmadık kapı bırakmadıklarını, epilepsi hastalarının sorunları için, bıkmadan, usanmadan, gece-gündüz demeden uğraştıklarını, bu uğurda ne tür engellerle karşılaştıklarını, inatla bu engelleri aşmak için kendi hayatlarını bile hiçe saydıklarından haberimiz var mı?

Epilepsi ve Yaşam Derneği Başkanı Ebru Öztürk; "Epilepsi hastalarının sesini duyurmak amacıyla farklı etaplarda değişik çalışmalara imza attıklarını, 850 bini tespit edilen Epilepsi hastalarıyla ilgili çalışmaları bir üst seviyeye çıkarmayı hedeflediklerini,

Epilepsi ve Yaşam Derneği olarak; 2021 yılında epilepsililere özel düzenlenen, ilk protokol, ilk yönetmelikten sonra, bu yıl ilk gala, ilk tiyatro, ilk koro eşliğinde şarkılar ile halkın karşısına çıktıklarını söyleyen Öztürk; bu kez başka bir farkındalık yaratmak istediklerini ifade ederek,

Bizler 2003 yılından bugüne sayısını bilmediğimiz kadar seminer, sempozyum, panel yaptık. Birçok üniversitede, lisede, ilk ve orta dereceli okullarda eğitimler verip; parklarda stantlar açtık. Engelli fuarlarında bulunup, engelli personel alımı yapan tüm firmalara tek tek o sektörde epilepsililerin hangi branşlarda, neler yapabileceklerini anlattık. Epilepsinin ilmi anlatımlardan sonra, gala ile sanatsal sunumunu yaptık.

Bu çalışma geniş kapsamlı olarak epilepsi ile ilgili genel ilmi bilgilendirme ve epilepsililerin sesinin duyulmasını amaçlayan yapacağımız çalışmaların bir kısmı"

Sayın Öztürk devamla, "3 ayrı noktada çalıştay düzenlenmesi, nörologların çalıştayı, tez hazırlayan öğrencilerin çalıştayı, epilepsi ve yakınlarının çalıştayı, Epilepsinin halka sanatsal olarak anlatılması için, epilepsili kişinin hayatını içeren tiyatro, epilepsilileri sanatsal olarak anlatmak ve gençlerin epilepsiye bakış açısını daha ılımlı hâlâ getirmek amacıyla, üniversite, lise düzeyindeki öğrencilerimiz arasında, epilepsi ile ilgili şarkı yarışması düzenleme, gibi çalışmaları yaptıklarını” ifade etti.

Peki bizler halk olarak neler yapmalıyız?

Öncelikle yukarıda belirtilen çalışmalara destek vermeli, her an onların yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz.

Epilepsi hastaları ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmalı ve onların sosyal hayata uyum sağlayabilmeleri, hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden geleni yapmalıyız. Onları dışlamak, ötekileştirmek, görmemezlik gelmek gibi, gayri insani hiçbir davranışa fırsat vermemeli, iş hayatı konusunda her türlü kolaylılğı göstermeliyiz.

Epilepsi; nörologların ifadesi ile, "kasılma, istemsiz hareketler ve bilinç kaybı gibi nöbetlerle meydana gelen, bir beyin hastalığı" olduğu ifade edilmektedir.

Yine doktorlar epilepsi hastalarının dikkat etmesi gereken hususları belirtirken, ilaçlarını aksatmamaları, uyku düzenine dikkat etmeleri, geçirecekleri nöbetleri tetikleyen durumlardan kaçınmaları gerektiğini söylüyorlar.

Nörologlar; "Epilepsi, halk arasında "Sara Hastalığı" olarak da bilinen bu hastalık, her an her birimizin başına gelebilecek bir durumdur. Dolayısı ile empati yapmayı asla unutmayalım. Yanımızda veya yakınımızda nöbet geçiren bir hasta gördüğümüzde, korkmadan, çekinmeden, anlayış ve hoşgörü göstererek şunları yapmanızı tavsiye ediyoruz;

Öncelikle sakin olun, hastanın yanından ayrılmayın. Hastayı güvenli bir yere yatırın. Başının altına yumuşak bir cisim veya hiçbir şey yoksa elinizi koyun. Yaralanabilecek ucu sivri veya sert eşyalardan hastayı uzaklaştırın. Kravat, kemer gibi sıkı giysiler varsa gevşetin, gözlük takıyorsa çıkartın. Sabit ve rahat olacak bir şekilde onu bir tarafa yatırıp, tükürüğünün dışarı akmasını sağlayın. Rahat nefes alması için mümkünse ağzını ve solunum yolunu açık tutun. Asla ağzına bir şey sokmayın veya koymaya çalışmayın. Dişlerini sıkıyorsa açmaya veya su koymaya kalkmayın. Çenesini zorlamayın. Nöbet sırasında ilaç vermeye çalışmayın. Nöbetin geçmesini bekleyin, soğan, kolonya gibi şeyler koklatmayın! Yapay solunum veya kalp masajı yapmayın. Hastanın üzerinde hastalığına dair kart olup olmadığına bakın. Nöbetin bitmesini bekleyin. Şayet ilk beş dakikada nöbet bitmezse, hastanın kasılmaları bittiği halde bilinci açılmıyorsa, su da nöbet geçirmişse ve hamilelik durumunda ambulans çağırın.

Bunları yapmak insani ve vatandaşlık görevi olduğunu asla unutmayın. Aynı şekilde kendinizin veya sevdiklerinizin de başına gelebileceğini aklınızdan çıkarmayın" diyerek bizleri ciddi bir şekilde uyarmaktadırlar.

Duyarlı birer vatandaş, sağlıklı , huzurlu, mutlu bir hayat süren insanlardan olmanız selam ve duasıyla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmet TAŞ Arşivi

04.17

05 Şubat 2025 Çarşamba 02:30