Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

Suriyeliler gidiyor

HTŞ ile alakalı, bir haber kanalında emekli albay yorum yaparken “Şam tarafından desteklenen HTŞ” diye söz etti. Kanal 24 elemanı benim de sevdiğim, isabetli yorumlarına katıldığım Murat bey, “hayır tam karşıtı” diye cevaplayarak şahsı susturdu.

Bir başka kanalda bir ay öne bir başka asker emeklisi de “2028’de 3. dünya savaşı çıkacak” diye söz etti. Sunucu kız “kesin mi nereden biliyorsunuz” dediğinde “kesin” diye cevap verdi. Hele bir profesör ve emekli general var ki ufürüyor desem körüğe yazık olur. Ben onu dinlemiyorum. Demek istediğim asker emeklilerinin doğru olmayan değerlendirmeleriyle milletin kafasını karıştırmayın lütfen TV kanalları.

1991 yılında körfez savaşlarının başında ABD işgali başlamadan bazı paşalar, onlar da isabetli değerlendirmeler yapamadılar. “Cehennem topu” yalanıyla korkuttular milleti. HTŞ, baştan başa ele Suriye’yi ele geçirirken yıllardır devleti, sarayı, saraydaki şahsı korusun diye beslenen besleme askerler bir kurşun dahi atamadan cephede elbiselerini üniformaları ile değiştirip çıkarıp sivil elbiselerle kaçtılar. Saddam’ın beslemeleri de aynen öyle yaptılar. Demek Arap bu… Hz Ali’nin dostları oğlu Hüseyin’e tavsiyede bulundular “ey oğul Iraklılar kalleş olur, dönek olur sana bir kötülük yaparlar. Hicaz’da babanın dostu çoktur oraya git orada halife ol derler”. Yani Arap dönek, kalleş özellikleriyle kendi içlerinde de bilinen birileri.

HTŞ bu işi nasıl başardı? Türk’ün aklını beğenmeyen sözde muhalifler, ABD ve İsrail’in becerdiğini söylerlerken yüzleri de kızarmıyor. Yıllardır orada çalışan artık kardeş samimiyetinde olan iki toplumun Türk’ün kurmay aklıyla birleşip aylardır plan yapıp bu işi becerdiler. Yani kendi milletinin zaferini kahramanlığını hazmedemeyenler hala İsrail ve ABD yalakalığı yapıyorlar. Şimdi başımıza bir onulmaz bela aldığımızı” söylüyorlar.

Bakın ne günler göreceğiz. Hem de elimizi sürmeden. Yaptığımız iyiliğin karşılığını alacağız. 1991 kuzey Irak’tan gelenler dağı taşı kesip yıkıp yakıp çekip gittiler. Teşekkür etmek şöyle dursun terörist bırakıp gittiler. Ama Suriyelilerin çoğunluğu Arap ve Türkmen, Çerkez. ABD iki gün sonra farkına vardı, Rusya ise güçlü bir yumruk yemiş boksör gibi grogi halindeydi. Hala öyle. Saçmalıyor hezimeti yutturmaya çalışıyor. Ancak akıllı Ruslar itiraz ediyor. Putin’in sonu yakındır.

Suriye’deki bu günkü halin izahı şudur; Şam’dan canını zor kurtara HTŞ Beşar ve Rus bombardımanından Türkiye sayesinde kurtuldu. Halep’e sığındılar. Orada da aynı mezalimle karşılaştılar. Hatta daha elim ve daha vahim bir vaziyet vardı. Tayyip Bey “siz bombardımanı durdurun ben onların silahlarını da alacağım Halep’ten de çıkaracağım. Yeter ki siz saldırmayın” dedi. Biliyordu bu insanların elindeki silah canlarının garantisiydi. Bırakamazlardı. Tayyip bey onu da biliyordu. İran eşkıyası da Rus ile beraber olup vurdukça vurdular. Bunlar da “Müslüman” demediler. Onların aşırılığından herkes şikayetçi ama katliam da ondan beterdi. Halep’te sıkıştıkları yerden Türkiye sayesinde çıkıp İdlib’e gittiler. Rejim ve Rusya orada da saldırdı. Uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla. Engel olabilmek için oraya Türk askeri gönderildi. Hesapsız bir gidişti bu. Korkulan oldu resmi kayıtlara göre 34, sahadan bildirilenlere göre binin üzerinde Türk askeri şehit oldu. Niçin? İdlib’teki Müslümanları korumak için.

Daha düne kadar Rus saldırıyor, rejim saldırıyordu. İdlib’teki Müslümanlar acı içinde, panik içinde. Başlarındaki biliyordu ki bu saldiriları ancak asil Türk devleti engellerdi. İdlib’e yiyecek içecek gıda ve temizlik maddelerinin yanı sıra giyim kuşam her türlü ihtiyaçları gönderiliyordu. Hatta 1000 tane ev yaptırıp dağıtmıştık. Harp okulu kurduk, hastane açtık, liseler, meslek liseleri açtık. Bir devlette ne varsa bu gün İdlib’te de o var. El Şaara bunları biliyor görüyor takdir ediyor. Bu teşkilatı bütün Suriye’ye kursa parası olsa da işte bir demokrasi harikası…. Ama Fırat’ın doğusundaki CIA artığı ABD köpeği YPG/PKK ise ülkenin zenginlik kaynaklarını ABD ile beraber tüketiyordu. Yani nankör olmadıklarını düşündüğüm Araplar buradan CIA köpeklerini elbette kovacaktır. Hatta “siz dokunmayın başınızı belaya sokmayın batı devletleri ile biz hallederiz onları kovacağız” diyorlar.

Vatandan kaçışın ne kadar zor olduğunu geri dönen insanların özlediklerine bakınca anlaşılıyor. ”Yıkık da olsa benim evim” diyor. Çünkü hatıraları var o duvarlarda saklanmış, silinememiş. Kurşun izlerinin arasında ancak onun görebildiği işaretler. Birbir acı ve kederle gelenler buruk bir özlemle dönüyorlar. Herhalde onlara sorsanız “İstanbul’un en çok neyini sevdiniz?” deseniz, muhtemeldir ki “Halep’e, Şam’a dönüşünü sevdim” derler.

“Vatan doyduğun yer değil, doğduğun yerdir. Vatan olduğun öldüğün yerdir” elbette. Bir lokma çörek için her kapıda kuyruk sallayanların ne vatanı vardır ne memleket aşkı…. Bir kediyi köpeği çok uzak yerlere başka şehirlere götürüp bırakıyorsunuz hayvan bir ay sonra çıkıp geliyor.

Bu insanların Türk’ün kadirşinaslığına her biri ayrı güzellikte teşekkür etmeleri hakşinaslık, iyiliğe karşı verilen en güzel cevaptır. “Teşekkürler Türk milleti, teşekkürler Türkiye…” ne güzel sözler.

Gelecekte olabilecekleri, gözdağı vermeleri gelecek yazıda yazacağım. “Dünya sana hayran sen nankörlüğe devam”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi

Halep

02 Ocak 2025 Perşembe 03:26

Hama

18 Aralık 2024 Çarşamba 01:06