İrfan Paksoy
KONGRE SONRASI–6 ANKARA’DA KUTLU BİR GÜN
Giriş
Bugünkü makalem Mustafa Kemâl Paşa başkanlığındaki Temsil Heyeti’nin bazı üyelerinin Ankara’ya gelmesine ilişkin olacak.
Seymen Alayı ve Kızılca Günler…
Oğuzlara kadar geçmişi olan seymenlerin bir özelliği de ülke adına kızılca (zorlu) günler ile yeni bir döneme geçilirken yahut mevcut devlet çöküp yenisi kurulurken Seymen Alayı kurma gelenekleriydi. Son büyük Seymen Alayı da Millî Mustafa Kemâl Paşa’nın Ankara’ya gelmesi sırasında kurulmuştur.
Müstesnâ Bir Coşku…
Paşa’nın geleceğinden haberdar olan Ankaralılar heyecanlı bir bekleyiş içindeydi. Kazâlarından da birçok insan karşılama için Ankara’ya gelince o tarihte 15-17.000 olan Ankara’nın nüfusu 80.000’e baliğ olmuş, öğleye doğru neredeyse tüm Ankara yollara dökülmüştü.
Millî Mücâdele’nin Merkezi…
27 Aralık 1919 günü Ankara’da kızılca bir gün olmuştu. Bu kutlu gün, Ankara’nın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de geleceği ve yazılacak tarihi açısından çok önemli olayların başlangıcını oluşturmuş, Ankara Millî Mücadele’nin merkezi ve karargâhı olmuştur.
Karşılama…
Paşa ve beraberindekiler, saat 15.10’da Ankara’ya geldiklerinde ilk olarak Dikmen’de Keklik Pınarı mevkiinde karşılanır. Eşzamanlı olarak Çankaya ve Dikmen tepelerinde güzel sesli hâfızlar ezan ve selâ okuyor, yol boyunca davullar ve zurnalarla da çoşkular etrafa yansıtılıyordu.
Paşa, kendisini karşılamaya gelen 20. Kolordu Komutanı ile Vali Vekilini otomobiline alır ve Dikmen’den aşağı doğru inmeye başlarlar. Bu yolun altında (bugünkü Genelkurmay kavşağının olduğu yerde) iki büyük sancak dikilmişti. Orada araçtan inilir. Peş peşe üç kurban kesilir. Ardından burada beklemekte olan karşılama heyetinin elini sıkarak Seymen Alayının önüne gelir.
Seymen Alayı da heyecanla Paşa’yı bekliyordur. Paşa, “esas duruş” hâlindeki Seymenlere vakur bir sesle: “Merhaba Efe’ler!” diyerek onları selamlar. Seymenler de topluca; “Sağ ol Paşam!” diye karşılık verirler. Paşa; “Seymenler! Niye zahmet ettiniz, neden geldiniz?” dediğinde Seymenler de hep bir ağızdan: “Seni görmeye, vatan uğruna ölmeye geldik Paşam.” derler. Bunun üzerine Paşa: “Fikrinizde sabit misiniz?” Seymenler bu suale haykırarak cevap verirler: “And olsun! And olsun! And olsun.” Paşa duygulanarak: “Var olun yiğitler!” der. Daha sonra Paşa, Seymen Alayı eşliğinde büyük bir güç gösterisiyle yoluna devam eder.
Kızılca Günümüzü Aydınlattınız…
Paşa, Ankaralıların sergilediği tutum karşısında gururla yürürken Ankaralılar da onunla yürüyordu. Yolun iki yanını dolduran Seymenler, Paşa’yı selamlarken, bir grup da “Seymen Alayı” hâlinde kılıçlarıyla önde gidiyordu.
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin kurulacağı yerde Ankara ulemâsı da Paşa’yı bekliyordu. En başta Müftü Börekçizâde Rifat Efendi vardı. Müftü “Hoş geldiniz, safâ geldiniz. Kızılca Günümüzü aydınlattınız. Canla başla sizinle beraberiz” diyerek Paşa’yı selamlar.
İstasyonu Ziyaret…
Takiben Paşa otomobiline binerek İstasyona gider. Amaç, İstasyondaki İngiliz karargâhının önünden geçerek onlara “Evin Sahibi”ni göstermekti. Orada da kendisini bekleyen kalabalık bir grup olduğundan otomobilinden inerek onlarla görüşmüş, jandarma takımı ve polisleri selamladıktan sonra biraz ilerlediğinde yine bir Seymen Alayı ile karşılaşmış, en önde bir elinde bayrak, bir elinde pala, boynunda da Kuran olduğu hâlde kendisini beklemekte olan Güveçli İbrahim’e yaklaşarak Kuran ile bayrağın ucunu öpmüştür.
Toplu Dua ve Vali Vekilinin Verdiği Söz…
Sonra Paşa yine otomobiline binerek şehirdeki kısa ziyaretlerini sürdürmüş, Ankara Palas’ın olduğu yerde öğrencilerin tezahüratıyla karşılaşmış, Ulus Meydanı’na gelmiş, oradan da büyük bir kalabalığın toplandığı Hükûmet Konağının önüne gelmiş, orada Nevşehirli Hasan Fehmi Hoca Efendi’nin okuduğu duaya katılmış, duanın ardından geçilen Hükûmet Konağında Vali Vekili, Ankaralıların sonuna kadar Paşa ile birlikte çalışacağına söz vermiştir.
Kolordu Karargâhı ve Ziraat Mektebi…
Sonrasında Paşa, 20. Kolordu karargâhına geçer. Orada Ali Fuat Paşa ile askerî durum hakkında konuşur. Ardından da misafir edileceği Ziraat Mektebi’ne geçer. Burası Temsil Heyeti’nin karargâhı olarak hazırlanmıştı.
Millî Kuvvetlere Gönderilen Telgraf …
Paşa akşamleyin bütün millî kuvvetlere gönderdiği telgrafta “Sivas’tan Ankara’ya hareket eden Temsil Heyeti’nin Ankara’ya geldiğini, yol boyunca ve Ankara’da büyük coşkuya muhatap olduklarını ve şimdilik Temsil Heyeti’nin merkezinin de Ankara” olduğunu bildirir.
Görklü Halk Desteğinin Etkisi…
Bu görklü halk desteği, Millî Mücadele adına büyük bir manevi güç olmuş, Ankara bundan böyle yüzyıla damgasını vuracak ve dünyadaki bütün ezilmiş halklara bir model oluşturacak Kurtuluş Savaşının, bağımsızlığın, Cumhuriyetin ve çağdaşlaşma sürecinin merkezi olmuştur.
Sonuç…
Kızılca bir gün olan 27 Aralık 1919, Ankara’nın en büyük günüdür. O büyük gün bir lidere olan sevginin ve desteğin tüm dünyaya gösterildiği emsalsiz bir gündür. Ankaralılar 105 yıl önce tarihe şerefle iz bıraktıkları bu müstesnâ günü, evlatlarına da şerefli bir miras olarak bırakmıştır.
Not: Konuya ilişkin sonraki gelişmeler de zaman zaman okuyucularla paylaşılacaktır.
KAYNAKLAR
Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Cilt II, Türk TTK Basımevi, 2. Baskı, Ankara 1986; Sinan Meydan, “Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi” Kızılca Gün”, Sözcü, 20.12.2024; Oğuz Aytepe, “Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'ya Gelişi”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Mayıs-Kasım 2002; Kadir Çimen, “Kızılca Gün -27 Aralık 1919: Ankara’nın Kaderini Değiştiren Gün”, Aralık 2021. Türk Yurdu, Sayı: 412 ve Murat Özbülbül, “27 Aralık 1919 Kızılcagün”, 27.12.2023, https://sonsoz.com.tr/makale/ 18550549/murat-ozbulbul/27-aralik-1919-kizilcagun, Erişim Tarihi: 27.12.2023.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.