Türk asrı… yaklaşan umut

Milletler, tarihlerini iyi öğrenmeli ve bu bilgi birikimini gelecek nesillere güçlü bir şekilde aktarmalıdır. Tarih ve kültür, milletlerin yaşam kaynağıdır. Ancak tarih, sadece hamaset veya hikâyelerden ibaret değildir. Sanat, kültür, edebiyat, ekonomi, müzik, sosyoloji ve hatta mutfak kültürü gibi hayatın tüm alanlarını kapsayan bir analiz ve değerlendirme alanıdır.

Türk milleti, küçümsenecek bir millet olmadığı gibi, tarih sahnesinde derin izler bırakmıştır. Nasıl ki İngilizler, bir dönem “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” sıfatını kazanmışsa, 15. ve 18. yüzyıllar arasında Türkler de kendi medeniyetlerini kurmuş ve adlarına "Türk Asrı" denilecek bir çağ inşa etmişlerdir.

Büyük mütefekkir Prof. Dr. Erol Güngör, "Her Türk milliyetçi doğar, fikir kargaşası ile milleti yormayınız" derken, Türk milletinin özündeki yüksek ülkü (mefkûre) duygusuna işaret etmiştir. Prof. Dr. Osman Turan ise Türk Tarih Mefkûresi adlı eserinde, Türklerin dünyanın dörtte üçünde farklı isimlerle devletler kurduğunu ve geniş bir hâkimiyet alanına sahip olduğunu vurgulamıştır.

Türk Hakimiyeti ve Etkisi

Türkler, hüküm sürdükleri topraklarda ırkçılık veya faşist uygulamalardan uzak durmuş, farklı milletlerin varlıklarını korumalarına olanak sağlamıştır. Bu anlayış, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda geniş çaplı bir etkileşim ve değişim yaratmıştır. Örneğin, Erzurum’un Sarı Gelin türküsü, Anadolu Ermenilerince de sahiplenilmiş; Diyarbakır’ın Suzan Suzi türküsü ise farklı etnik ve dini kimliklere mal edilmiştir. Bu çeşitlilik, Türklerin sağladığı barış ortamının bir yansımasıdır.

15. ve 17. yüzyıllar arasında Türkler, dünyanın dörtte birine hâkim olarak geniş bir coğrafyada otorite kurmuştur. Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarında büyük bir medeniyet inşa ederken; Hindistan’da Babür İmparatorluğu, İran’da Safeviler, Türkistan ve Altın Orda’da diğer Türk hanlıkları geniş bir etki alanı yaratmıştır.

Avrupa tarihçileri, bu döneme haklı olarak "Türk Asrı" adını vermiştir. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman, bu devrin ihtişamını ve Türk cihan hâkimiyeti idealini temsil eden en önemli figürlerden biridir. Türk mimarisi, sanatı ve düşüncesi, bu dönemde hem İslam dünyasında hem de dünya genelinde hayranlık uyandıran izler bırakmıştır.

Medeniyetin Merkezinde Türkler

Türk Asrı, Hindistan’dan Orta Avrupa’ya, Sibirya’dan Afrika’nın ortasına uzanan geniş bir coğrafyada etkili olmuştur. Bu coğrafyada, Türk medeniyeti barışı, refahı, sevgi ve saygıyı esas almış; ticaret yollarını güvenli hale getirerek toplumlar arasında kültürel ve ekonomik bir bütünleşme sağlamıştır.

Ticaret yollarındaki kervanlar, dönemin en önemli etkileşim araçlarıydı. Bu yollar sayesinde sınırlar anlamını yitirmiş, kültürler arası bir kaynaşma sağlanmıştır. Türk devletleri, ticaret yollarının güvenliğine büyük önem vermiş ve bu yolla coğrafyayı adeta ortak bir medeniyetin çatısı haline getirmiştir.

Dil birliği, düşünce birliğini; düşünce birliği ise ortak bir ülküyü (mefkûreyi) doğurmuştur. Yüksek bir mefkûreye sahip milletler, tarih sahnesinden silinmez; yalnızca dinlenmek için bir süre geri çekilirler.

Geleceğe Bir Bakış: Yeni Türk Asrı

Türk Asrı'nın mirası, gelecek nesillere aktarılması gereken önemli bir değer taşımaktadır. Bu miras, yalnızca tarihin bir kesitini değil, aynı zamanda çağın medeniyetini kurmuş bir anlayışı temsil etmektedir.

2030’lar ve 2040’lar, yeni bir Türk Asrı'nın habercisi olabilir. İnancını yitiren milletler tarih sahnesinden silinirken, güçlü bir inanç ve ülkü ile geleceğe yön veren Türk milleti, yeniden yükselişin eşiğindedir.

Türk Asrı, yalnızca geçmişin bir yansıması değil, geleceğe dair umutların da kaynağıdır. Çocuklarımıza bu dönemi anlatırken, hayatın tüm evreleriyle ele alınmalı ve Türklerin medeniyet kuruculuğu detaylı bir şekilde aktarılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, medeniyetin gerçek sahipleri, insanlığa huzur ve refah getirenlerdir.

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Öztürk Arşivi