İrfan Paksoy
BÜYÜK TAARRUZ-4 (KURT KAPANI DÜZENİ)
ÖNCESİ…
Anadolu’daki işgalci Yunan kuvvetlerini kutsal vatan topraklarından söküp atmak üzere 26 Ağustos 1922 Cumartesi günü Başkumandan Mustafa Kemâl Paşa’nın komutasında Afyon güneyindeki Kocatepe’den başlatılan Yunan taarruzunun ertesi günü Yunan savunma hatları yarılmış, üçüncü günü de tüm hatlarda Türk taarruzları, çarpışmalar ve Yunan geri çekilmesi devam etmiş, Anadolu basınında zafer haberleri ülkeyi sevince boğmuş, yabancı diplomatlar da geç saatlerde öğrendikleri Türk taarruzunu telgrafla ülkelerinin başkentlerine bildirmişlerdi.
29 AĞUSTOS SALI…
Büyük Taarruz’un dördüncü günü…
Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa kendisine bağlı 1. ve 2. Ordulara gönderdiği emirde düşmanın muharebeyi nerede kabul edeceğinin belli olmadığını, amacın düşmanı Anadolu içinde imhâ etmek olduğunu, bunun için düşmanın çekilme yolu ile telefon ve telgraf hatlarının kesilmesini, demiryolu ulaşımının engellenmesini, menzil kollarına baskınlar yapılmasını, Kocaeli Grup Kumandanlığına da sorumluluk bölgesindeki harekâtın gizli tutulmasını, yaklaşma yürüyüşlerinin de gece yapılmasını emretti. Sabah erkenden 1. Ordu bağlılarından 1. Kolordu Komutanı Albay İzzettin (Çalışlar) Bey de şiddetle takibe devam emri almıştı. General Franko Grubu’nun Dumlupınar mevzilerinde tutunmasına imkân vermeden Trikupis Grubu ile birleşmesini önlemeli, Afyon’un batısındaki Toklu Sivrisi [1], Uşak-Kütahya arasındaki Kaplangı Dağı [2] ve Dumlupınar bölgesindeki Arpagediği alınmalıydı.
LONDRA’YA PEŞ PEŞE ÇEKİLEN ÜÇ TELGRAF…,
İngilizlerin İstanbul Yüksek Komiseri [3] Sir Horace Rumbold [4], Londra’ya çektiği peş peşe üç telgraftan;
- Birincisinde, “Kemalist saldırının başladığını ve Anadolu ile haberleşmenin kesik olduğunu” haber vermiş,
- İkincisinde, “Anadolu limanlarının yabancılara kapalı olduğunu, bir İtalyan gemisinin de Antalya limanına sokulmadığını” belirtmiş,
- Üçüncüsünde ise “İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un önceki günkü sorusuna karşılık vererek sonuç alınamadan dağılan Londra Konferansı yerine [5] yapılması düşünülen Venedik Konferansı’nı [6] mümkün olduğunca çabuk toplanmasını” önermiş ve Yunan Küöük Asya Ordusunun Anadolu’yu boşaltmasına karşı olan görüşlerini tekrarlamıştır.
CEPHE GERİSİNDEKİ SEVİNÇ VE COŞKU…
Cepheden Meclis’e, Meclis’ten de basına ve vatan sathına yayılan haberler sevinç gösterileriyle karşılanmaktaydı.
Adana’da da Rus Konsolosu, Vali Refet Beyi makamında kutlayarak “Bu Şark’ın zaferidir.” demişti.
AFYON’UN BATISINDA ŞİDDETLİ ÇARPIŞMALAR…
Saat 08.00. 11. Türk Tümeni ile 5. Yunan Tümeni arasında (Afyon’un batısında Sincanlı ya da günümüzdeki ismiyle Sinanpaşa ilçesine bağlı bir) Başhimse köyünde şiddetli çarpışma yaşandı. 4. ve 9. Yunan Tümenleri de mevzilenince muharebe (Kütahya’nın Dumlupınar ilçesine bağlı bir köy olan) Selkisaray köyü bölgesine yayıldı. Cephe ana - baba gününe döndü.
Saat 10.00.14. Türk Süvari Tümeni Yunan birlikleri ile temas sağladı. Dumlupınar bölgesinde 23. Yunan Tümeni şimdi de 14. Türk Süvari Tümeni karşılarına çıkınca şaşkına döndü ve telaşa kapıldı.
Saat 12.30. Toklu Sivrisi 6. ve 57. Türk Tümenleri tarafından ele geçirildi.
TRİKUPİS GRUBU’NUN ÇEMBERE ALINMASI…
Saat 14.30. Tam da Franko ve Trikupis Grupları birleşmek üzereyken hiç hesapta olmayan Yarbay Ömer Halis (Bıyıktay) Bey komutasındaki 23. Türk Tümeni araya girdi ve Trikupis Grubu’nun yolunu kesti. Bu tümen, Dumlupınar’ı alıp kuzeye geçerek Arpagediği’ni zaptetme görevi almıştı.
Saat 16.00. 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa, muharebe alanında düşmanın telaşla batıya doğru sıyrılmaya çalıştığını gördü ve 23.Tümen’e (Kütahya’nın güneybatısındaki Aslanapa ilçesinin güneybatısında yer alan bir köy olan (Kütahya’nın güneybatısındaki Aslanapa ilçesinin güneybatısında yer alan bir köy olan) Çalköy (Sincanlı’nın kuzeybatısındaki) Dumlupınar yolunun kesilmesini emretti.
29 Ağustos akşamı. Gün boyu süren muharebeler sonucunda Yunan Küçük Asya Ordusu (KAO)’nun Trikupis Grubu beş tümeni ile birlikte doğuda (Kütahya’nın Altıntaş ilçesine bağlı ve Dumlupınar’ın kuzeyinde bir köy olan) Hamurköy, güneyde (Kütahya’nın güneybatısındaki Aslanapa ilçesine bağlı bir köy olan) Aslıhanlar, ortada Çalköy olmak üzere çember içine alınmıştı.
Fahrettin (Altay) Paşa komutasındaki 5. Kolordu süvarileri, 2. Ordu bağlısı 6. Kolordu, tümenleri ile birlikte kuzey ve kuzeydoğudan, 1. Ordu bağlısı 4. Kolordunun tümenleri de güney ve doğudan Yunan kuvvetlerini sıkıştırmaktaydı.
Trikupis Grubu’nun emniyetle geri çekilebilmesi için sadece kuzeybatıda Kızıltaş Vadisine giden bir açıklık kalmıştı. Bu sırada batıdaki Dumlupınar istikâmetine doğru ilerlemekte olan Yarbay Ömer Halis Bey komutasındaki 23. Tümen ise devam eden harekâtın gidişâtını değiştireceğinden habersizdi.
23. Tümen, 1. Ordu bağlısı 1. Kolordu’nun en kuzeydeki tümeni olup görevi ise Dumlupınar'ın kuzeyinde bulunan, 5. Efzun Alayı’nın [7] savunduğu Arpagediği'ni zaptetmek olup 23. Tümen’in öncü alayı buradaki Efzun Alayı’na karşı muharebeye girer.
23. Tümen’in diğer alayları ilerlerken, bir Yunan birliğinin Dumlupınar istikâmetinde ilerlediği haberi gelir. 23. Tümen Komutanı Yarbay Ömer Halis Bey kendisine verilmiş olan emre rağmen tümenini iki gruba ayırmış ve kuvvetinin büyük kısmını Dumlupınar’a yürüyen Yunan birliklerinin önünü kesmek için kuzeye yönlendirir.
Bu sırada Dumlupınar yolundaki Yunan birlikleri ile Arpagediği’ndeki birlikler arasında yaklaşık 10 kilometreden az bir mesafe kalmıştı. İşte 23. Tümen’in kuzeye yönelmesi, Yunan kuvvetlerinin bu boşluğun kapatmasına meydan vermedi.
Yunan KAO üç gruba bölünmüş ve bu gruplar arasında da fizikî temas imkânı kalmamıştır.
Saat 21.00. General Trikupis, kuvvetlerine Çalköy’e çekilme emri verdi. Dumlupınar yolu tıkandığı için Çalköy’de birlikleri toplayıp Kızıltaş Vadisinden Uşak istikâmetinde çekilmeyi düşünüyordu.
5. Tümen Komutanı Albay Rokas, 9. Tümen’den bazı birliklerle müştereken Dumlupınar yönünde bir yarma taarruzu gerçekleştirmiş ise de 23. Tümen’in kararlı savunmasıyla bu deneme sonuçsuz kalır.
Saat 22.00. 5. Süvari Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa cephânesi azaldığından topçu ateşini durdurur ve Yunan kuvvetlerine karşı atlı hücum emri verir. 5. Süvari Kolordu’suna bağlı 14. Türk Süvari Tümeni’nin atlı gece baskınları Yunan birliklerinde yıkıcı tesir yaptı. Aşağıdan da 12. Türk Piyade Tümeni iki alayıyla gece baskını yapınca ortalık hayli karışır. Trikupis Grubu tarafından uzun süre yol bilen bir kılavuz arandı. Yürüyüş kolundan biri, zifiri karanlıkta Türk süvarileri zannederek 1. Yunan Kolordusu karargâhına ateş açtı.
Trikupis Grubu’nun durumu ümitsizleşmişti Afyon Cephesi’ne yardıma çağrılan Bağımsız Yunan Tümeni de çekilmekte olan Trikupis Grubu ile bağlantı kuramayarak Eskişehir güneyinden batıya doğru çekilmeye başladı. Bu arada cephedeki Yunan birliklerine yeniden tertiplenmesi emredildi. Trikupis, ağır topların taşınması mümkün olmadığından namlu kapaklarının alınarak topların bırakılmasını emretti. 2. Yunan Kolordusu’nun kalan telsizinin taşınmasını da emrettiyse de askerler onu da tahrip ederek bıraktılar. Yunan birlikleri karmakarışık hâlde Çalköy etrafında yığılmaya devam eder.
Gece boyunca, Yunan askerlerinin kuşatmayı yarmasını engellemek için Türk taarruzlarının devam etmesi kararlaştırılır. Aynı akşam Türk birlikleri tarafından Dumlupınar soşesi ele geçirildi, Aslıhanlar ovasına hâkim tepeler zapt edildi. Dumlupınar - Uşak yolu kapatıldı. Özetle, torbanın ağzı büzüldü, Trikupis Grubu çembere alındı, Eskişehir’deki Yunan kuvvetleri (3. Yunan Kolordusu) ile de Trikupis Grubu’nun bağlantısı kesildi.
Geceleyin üç parçaya bölünmüş hâldeki Yunan KAO biraz daha birbirinden koptu, bu nedenle birleşip bir cephe de tutamadılar. 26 Ağustos’tan beri yaşanan peş peşe başarısızlıklar ile ön ve arka cenahı kuşatılmış olan Trikupis Grubu’ndaki subayları ve askerlerindeki paniği de büyüttü. Yunan subaylarının dörtte üçü bu şartlarda muharebeyi sürdürmenin faydasız olduğunu düşünmekteydi.
DURUM HARİTASINI GÖREN BAŞKUMANDAN’IN TESPİT VE İCRAATLARI…
26 Ağustos’tan beri devam eden harekâtın düğümü artık kopmak üzeredir.
29 Ağustos gecesi Gazi ve Müşir Başkumandan Afyon’daydı. 1. Ordu’nun devam eden harekâta ilişkin cârî durum raporu onu ayağa kaldırdı. Durum haritasına göre Yunan Afyon Cephe Komutanı Trikupis, Dumlupınar kuzeyindeki 10-12 km genişliğinde arızalı ve yolsuz bir kısım sayılmazsa tam bir kuşatma altındaydı. Gazi ve Müşir Başkumandan o zamanı şöyle anlatıyor:
“Arkadaşlar!
Haritada gördüğüm şu idi ki, Ordularımız, düşmanın büyük kısmını kuzeyden, güneyden ve batıdan
kuşatmaya uygun durum almış bulunuyorlardı. Şu hâlde tasarladığımız ve en büyük sonucu sağlayacağını ümit ettiğimiz durum gerçekleşiyordu.
“Derhâl Fevzi ve İsmet Paşa’ları çağırınız” dedim.
Üçümüz toplandık. Durumu bir daha görüştük ve kesinlikle anladık ki Türk’ün gerçek kurtuluş güneşi, 30 Ağustos sabahı ufuktan bütün parlaklığı ile doğacaktır.
Bu karara göre Ordulara 06.30’dan önce yeni emir yazıldı. Fakat durum o kadar önemli, o kadar sürat ve şiddet gerektiriyordu ki bu yazılı emirlerle yetinmek yeterli olmazdı. Onun için Fevzi Paşa Hazretlerinden bizzat 2. Ordu’nun ve 5. Süvari Kolordusu’nun yanına giderek düşüncelerimize göre harekâtı yürütmesini kendilerinden rica ettim.
1. Ordu karargâhına da bizzat ben gidecektim. İsmet Paşa’nın karargâhta kalıp genel durumu düzenlemesini uygun gördüm.”
KADER SÖYLEYECEĞİNİ YÜKSEK SESLE BELİRTMEK ÜZEREYDİ...
29 Ağustos Salı. Gün sonu. 26 Ağustos sabahından beri iki günü mevzi çökertme ve diğer iki günü de takip ile sürüp giden dört günlük zorlu bir harekâtın sonuna gelindi. Kader söyleyeceğini yüksek sesle belirtmek üzereydi. Daha da geri çekilemeyen Yunan kuvvetleri Dumlupınar’da sıkışmış ve çembere alınmıştı. Burada çaresiz bir şekilde muharebe düzeni aldı. Yunan kuvvetleri.
KURT KAPANI DÜZENİ...
1. ve 2. Ordulardaki muharipler de dirâyetli kumandanlarının yüksek sevk ve idaresinde Alviran, Çalköy, Zafertepe, Küçükaslıhanlar ve Büyük Aslıhanlar hattında kurt kapanı düzeni aldılar. Hazırdılar Gazi ve Müşir Başkumandan’ın dirâyetli sevk ve idaresinde, Yunan’a nihâî ve öldürücü darbeyi vurmak için imhâ muharebesine.
Devam edecek…
© 2024. Bu makalenin/yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.
SONNOTLAR
[1] Toklu Sivrisi, Afyon’a bağlı, Afyon’un il merkezinin 5 km batısında bir yerdir.
[2] Afyon iline 5 km mesafede ve Uşak ilinde Banaz’ın doğusunda bir dağ olan Kaplangı Dağı, Dumlupınar’ın güney batısı ve Banaz’a bağlı bir köy olan Halaçların da güneyindedir.
[3] Diplomaside ‘yüksek komiser’ rütbe ve rol bakımından büyükelçiye eşdeğer kabul edilir.
[4] Sir Horace Rumbold (1869-1941) bir İngiliz diplomat olup 17 Kasım 1920’de Amiral Sir John de Robeck’in yerine İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliğine atanmış, İngilizlerin İstanbul’u boşaltmasından itibaren de İstanbul’da İngiltere büyükelçisi olarak bulunmuş, 1924 yılında da Madrid’e büyükelçi olarak atanmıştır.
[5] Londra Konferansı: I. İnönü Muharebesi sonrasında Batı Anadolu’da Yunan ilerlemesinin durdurulması üzerine Sevr Barış Antlaşması’nın hükümlerini tâdil etmek üzere İtilaf Devletleri ile Yunanistan ve TBMM Hükûmeti temsilcilerinin katılımıyla 23 Şubat 1921 tarihinde Londra’da toplanan konferansta herhangi bir sonuca ulaşılamamıştır.
[6] Venedik Konferansı: Büyük Taarruz öncesi ve sonrası özellikle İstanbul basınının ilgisini çeken en önemli konu, 23 Şubat 1921 tarihinde toplanan Londra Konferansı’nın sonuçsuz kalması nedeniyle yeni konferansın nerede, ne zaman, kimlerle toplanacağı, hangi konuları görüşeceği sorularında yoğunlaşmıştır. Basında yeni konferansın Venedik’te toplanacağı haberleri verilmeye başlanır. Ağustos 1922 ayının sonuna doğru, konferansın Ekim’de toplanabileceğine kesin gözle bakılmaya başlanır.
[7] Efzun Alayı: Yunanistan kara kuvvetlerinin muharip birliklerinden biridir. Efzunlar bugün ağırlıklı olarak tören kıtası görevi yaparlar. Efzun Alayı 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkan Yunan kuvvetleri arasındaydı. Bu alay Yunan Ordusunda Özel Kuvvetler Alayı olarak, her zaman en kanlı ve en önemli muharebelerde yer almıştır. Kasım 1919 ayına kadar İzmir ve çevresinde kalan bu alay, bu tarihten sonra İtilaf Devletleri Yüksek Konseyinin, Yunan Ordusunun Yunan işgâl bölgesi sınırlarının ötesine ilerlemesine izin vermesiyle birlikte ileri harekâta iştirak etmiş birçok bölgede Yunan işgâllerine destek vermiştir. Efzun Alayı, II. İnönü Muharebesi’ne (23.03-01.04.1921) ve Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nde (10-24.07.1921) Afyon’un işgâline katılmıştır. Büyük Taarruz’un ardından 30 Ağustos’taki büyük yenilgiden sonra hızla geri çekilen Yunan kuvvetleri ile birlikte bu alay da 15 Eylül’de Çesme (İzmir)’den gemiyle Sakız adasına kaçmıştır.
KAYNAK
İrfan Paksoy, Büyük Taarruz Destanı, Alka Yayınevi, Trabzon 2023.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.