Hayatın ritmini yavaşlatmak

Bir sabah sessizliğinde kahve kokusu… Pencereden içeri süzülen serin rüzgâr… Kart okuturken göz göze geldiğin otobüs şoförünün tebessümü…

Bazen en çok ihtiyacımız olan şey, hayatın içindeki bu küçük anlara tutunmak. Oysa çoğu zaman, gözümüz büyük hedeflerde, kulağımız bitmeyen işlerde, ruhumuz ise sürekli bir koşturmacanın içinde kalıyor. Zaman çok hızlı akıp gidiyor. Herkes bir yerlere yetişmek zorundaymış gibi. Ama asıl kaçırdığımız şey, zaten yolun kendisi değil mi? En çok mutlu eden anların planlı değil, kendiliğinden gelişen anlar olduğunu unutuyoruz çoğu zaman.

Geçen gün sokakta yürürken küçük bir çocuğun annesiyle konuşmasına kulak misafiri oldum. Bir yandan yavaş yavaş yürüyordu, bir yandan da “Anne, insanlar neden hep acele ediyor? Koşunca dünya daha mı hızlı dönüyor?” dedi.

O kadar sade, o kadar duru bir soruydu ki... Gülümsedim, ister istemez. O anda fark ettim; hayat bize durmamız gerektiğini fısıldıyor ama biz sürekli hayatı duymamazlıktan geliyoruz.

Küçük mutluluklar aslında hayatın temel taşları. Büyük başarılar, uzun yolculuklar, hayalleri süsleyen anlar güzel elbette… Ama onlara ulaşırken küçük şeyleri fark etmeden geçtiğimizde, en güzel bölümleri atlıyoruz belki de.

Kendinize sormanız için birkaç soru hazırladım sizlere:

  • En son ne zaman sadece gökyüzüne baktınız?
  • Telefona bakmadan, yapılacaklar listesi düşünmeden, sadece o anı en son ne zaman yaşadınız?
  • En son ne zaman hiçbir yere yetişmek zorunda hissetmeden yürüdünüz?
  • Küçük bir şey sizi en son ne zaman gülümsetti, hatırlıyor musunuz?
  • Bugün sadece kendiniz için ne yaptınız?
  • Hayatınızı ne hızlandırıyor? Peki sizi yavaşlatan ne olmalı?
  • Gözlerinizin içini güldüren en basit şey neydi?

Belki de biraz yavaşlamak, daha az acele etmek, daha çok hissetmek ve küçük şeylere daha çok gülümsemek gerekli. Çünkü bazen mutluluk büyük bir şeyin sonunda değil, sıradan bir günün tam ortasında gizli.

Hayatın ritmini yavaşlatmanız temennisiyle…

Sağlıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saliha Yazan Arşivi