
Ahmet Sandal
İnsan=Toplum/Taş=Duvar
İnsan ve toplum, taş ve duvar, hücre ve vücut, hepsi de parça ve bütün bağlantısı ve birisi olmazsa, diğeri de olamaz diyebileceğimiz önemdeki unsurlardır. Nasıl ki, bir duvarda bir taş eksik olsa ne olur ki, bir vücutta bir tek hücre hasta olsa ne olur ki diyemeyeceğimiz gibi, toplumda da bir kişi, bir fert zararlı ve ahlaksız olsa ne olur ki diyemeyiz.
Evet, şu sözü haykırıyorum: “Nasıl ki duvarda tek bir taş dahi mühim ise toplumda da tek bir insan dahi mühimdir." Evet, söze böyle başlayayım. Zaten bu sözler her şeyi açıklıyor.
Bir taş olmazsa ne olur duvarda? O duvar, ya yıkılır, ya da yıkılmazsa bile yıkılmaya namzet bekler durur. Ya da bir duvardaki tek eksik taş, çirkin durur. Yani bütün olduğunda güzel gözüken duvar, bir taş dahi eksik olsa çirkin gözükür.
Bir duvar taşlardan, tuğlalardan, briketlerden müteşekkil olduğu gibi, bir toplum da insanlardan, fertlerden, vatandaşlardan müteşekkildir.
Aynı durum hücre ve vücut bağlantısında da geçerlidir.
Bu teşbih ve örneklerden şuraya gelmek istiyorum.
Maalesef, kapitalist toplum, “insan harcama makinesidir.”
Çocuklarımızı aileden sonra, okula ve topluma emanet ediyoruz, “ne okul, ne de toplum, emanete sahip çıkamıyor.”
Şimdi şu sözleri duyar gibi oluyorum.
“Ey Yazar Ahmet Sandal, okulu ve toplumu bir yana bırak, aileler çocuklarına sahip çıkabiliyorlar mı?”
Evet, çok doğru ve yerinde bir soru bu. Aileler çocuklarına sahip mi çıkıyorlar yoksa, “saldım çayıra, Mevla’m kayıra” mı diyorlar?
Bir çocuk, toplum için zararlı ise, bunun üç müsebbibi var. Bunlar, “aile, okul ve çevre’dir”
Hiçbir çocuk kendiliğinden kötü olmaz. Zaten hiçbir çocuk kötü olarak doğmaz. Her çocuk fıtraten tertemiz ve masumdur.
Bu noktada Sevgili Peygamberimiz Efendimiz İki Cihan Serveri Hazreti Muhammed’in (asm) şu hadis-i şerifine gelin kulak verin: “Her doğan, İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.”
Evet, hakikat bu.
Tertemiz, pırıl pırıl bir şekilde, masum halde Dünya’ya gelen bir çocuğa sahip çıkılmazsa ya da yanlış şekilde yön verilirse, o çocuk halden hale girer ve masumiyetini kaybeder ve zararlı olur.
Hâlbuki İslam fıtratı üzerine tertemiz, pırıl pırıl ve masum haldeki o çocuk Annesi, Babası ve çevresi (okul ve toplum) tarafından da korunmuş olsaydı ve İslami şekilde yetiştirilmiş olsaydı bu hayat daha güzel ve bu toplum daha huzurlu olurdu.
Çocukluk ve gençlik yıllarımdan hatırlıyorum, çevremden ve etrafımdan görüyorum, hayata tertemiz, umut dolu ve azimle başlayan nice çocuklar, ya aileden, ya okuldan ya da toplumdan aldıkları kötü örneklerle, istikametinden çıkarak tanınmaz hale geliyorlar.
Bu noktada özellikle aile ve okul ortamını daha önemli görüyorum.
Maalesef ailelerimiz bilinçli değil, hele okullardaki öğretmen ve idarecilerimiz hiç bilinçli değil.
İstisnalar olabilir, okullarımızdaki öğretmenlerimiz, öğrencilerinin geleceklerini ve okuldan sonraki hayatlarını çok da umursadıklarını sanmıyorum. (Elbette okullarımızdaki öğretmenlerimizden idealist ve merhametli olanlar ve çocuklarımızı/gençlerimizi evlatları gibi görenler vardır. Lütfen onlar bu sözümden alınmasın)
Benim gözlemim şudur. Okullarda zaten okumaya meyilli ve çalışkan çocuklar teşvik edilerek destekleniyor. Zaten Milli Eğitim de bu mantıkla hareket ediyor. Çalışkan ve başarılı çocuklar temel alınarak bir Milli Eğitim yapılanması olamaz. Burs çalışkanlara, yardım çalışkanlara, destek çalışkanlara ve diğerleri olmasa da olur mantığı maalesef bu sistemde hâkimdir.
Benim için hiçbir çocuk vazgeçilecek değildir. Hepsi de candır. Benim için hiçbir çocuk bu sisteme kurban edilemez ve hiçbir çocuk Milli Eğitimin mantığına feda edilemez.
Bu bakış açısıyla tekrar haykırıyorum.
“Nasıl ki duvarda tek bir taş dahi mühim ise toplumda da tek bir insan dahi mühimdir."
İlgilenmediğiniz ve sistem dışına ittiğiniz bir çocuk günü ve vakti gelir, toplumdan intikamını alır. İlgilenmediğiniz ve sistem dışına ittiğiniz bir çocuk günü ve vakti gelir, Milli Eğitimin yanlığını yüzünüze vurur.
Tüm topluma, tüm Milli Eğitim yetkililerine sesleniyorum. Zaten başarılı ve zaten çalışkan çocukla ilgilendiğiniz kadar başarılı olmayan ve sisteme ayak uydurmakta zorlanan çocuklarımız ve gençlerimiz ile de ilgilenin.
Bu yazıda derdimi ve maksadımı böylece özetledim. İnşallah her çocuk, her genç bu toplum için yararlı ve faydalı bir hale getirilir. Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.