İrfan Paksoy
Mebuslarla görüşme ve Hâkimiyet-İ Milliye
Giriş
Bugünkü makalem Mustafa Kemâl Paşa başkanlığındaki Temsil Heyeti’nin bazı üyelerinin Ankara’ya gelmesi sonrasında Mebûsan Meclisine seçilmeleri münasebetiyle İstanbul’a gidecek mebuslara yapılan çağrı nedeniyle Ankara’ya uğrayıp Mustafa Kemâl Paşa ile görüşmeleri ve Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin kurulmasına ilişkin olacak
Başkan ve Üç Üye…
27 Aralık 1919 tarihinde Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemâl Paşa Ankara’ya geldiğinde (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin (on altı üyeden oluşan Temsil Heyeti değil) kendisi dışında sadece üç üyesi vardı. Onlar da Rauf (Orbay) Bey, Mazhar Müfit (Kansu) Bey ve Hakkı Behiç (Erkin) Bey idi.
Başarılı Bir Algı Yönetimi…
Bu detay Mustafa Kemâl Paşa tarafından iradî olarak öne çıkarılmamıştı. Ancak kamuoyundaki algı ise Temsil Heyetinin hepsinin Ankara’ya geldiği yönündeydi. Paşa’nın tutum ve davranışları da bu anlayışı pekiştirmeye yönelik olup, bütün yazışma ve konuşmalarını Temsil Heyetine mâl ediyor ve herkesin de durumu böyle sanmasına gayret ediyordu. Nitekim, Paşa bu çabasında başarıya ulaşmış olup ve o günden bu yana konu üzerine eğilenler de genellikle Temsil Heyeti üyelerinden çoğunluğunun Paşa ile birlikte Ankara’ya gelmiş olduğunu sanmıştır.
Gerçek İse…
Fakat gerçek ise artık Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’da sembolik olarak var var olduğuydu. Artık “Temsil Heyeti adına” imzalanan her yazı sadece Paşa’ya aitti. Nitekim bir süre sonra, yanındaki üç Temsil Heyeti üyesi de İstanbul’a gidecek, Mustafa Kemâl Paşa, Ankara’daki yegâne Temsil Heyeti üyesi olacak, tek başına çalışacak ama imzasını yine de “Temsil Heyeti adına” atacaktı.
29 Aralık Tarihli Telgraf…
Paşa, 29 Aralık 1919 tarihinde bir bildiri daha yayımlayarak, Mebusan Meclisine seçilen ve İstanbul’a gidecek mebuslarla Ankara’da buluşup görüşmenin uygun olacağını, Mebusan Meclisine gidecek mebuslarla Ankara’da bir Danışma Kurulu hâlinde çalışılacağını Temsil Heyeti Danışma Üyeliğine seçilecek mebusların Ocak 1920 ayı başından itibaren Ankara’ya gelmeleri gerektiğini, mebuslarla yapılacak görüşmelere diğer mebuslardan da mümkün olduğu kadar çok katılım olması arzulandığını bildirdi.
Telgrafın Maksadı…
Paşa bunu yapmakla, Mebusan Meclisine gidecek mebuslara önceden Anadolu’daki millî mücadele çabalarının amaç ve yolunu anlatacak, İstanbul’da da aynı amaçla ve aynı yolda çalışabilmeleri için Mebusan Meclisinde bir “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Grubu” kurmalarını tavsiye edecek, böylece parlamento çalışmalarını da kendi çalışma düzenine göre yönetme imkânı sağlayacak, hatta bu yolla Mebusan Meclisine başkan olacak, belki Temsil Heyetinin “Ankara’ya getirdiği merkezini de İstanbul’a aktaracaktı.
Fakat…
Fakat aynı günlerde, İstanbul Hükümeti adına Dâhiliye Nâzırı ve İstanbul’daki mebuslar adına da Aydın Mebusu Hüseyin Kâzım Bey, bütün illere çektikleri telgraflarla seçilen mebusları hiçbir yere uğramadan hemen ve doğruca İstanbul’a gelmelerini bildirmişlerdi. Bu durum karşısında tereddütte kalan bazı mebuslar ne yapmaları gerektiğini Mustafa Kemâl Paşa’dan sorunca Paşa, bunlara, genel durum hakkında bilgi sahibi olmayan Hüseyin Kâzım Bey’in telgrafının dikkate alınmamasını bildirdi.
Harbiye Nâzırının Telgrafı…
Buna karşılık Temsil Heyetinin danışma üyesi ve Harbiye Nâzırı Mersinli Cemal Paşa’dan gelen bir telgrafta bazı mebusların şu tekliflerde bulundukları belirtiliyordu: Meclisin acilen açılması gerektiği bir dönemde, mebusların Ankara’ya çağrılmasının gecikmeye sebep olacağı, bu çağrının, yasama gücünün başka kuvvetlerin etkisi altıda bulunduğu gibi yanlış anlamalarla dışta güvensizlik doğuracağı, bu durumda ise Meclisin, kendisinden beklenen hizmeti yapmasının imkânsız olacağı, mebuslarla görüşülmek isteniyorsa, geniş yetkili birinin İstanbul’a gelmesi gerektiği, çağrıdan vazgeçilmesi ve Ankara’ya varmış olan mebusların da hemen İstanbul’a gönderilmesi için yeniden bir bildiri yayımlanması.
Mustafa Kemâl Paşa’nın Telgrafları…
Bunun üzerine Mustafa Kemâl Paşa, adları bildirilen mebuslara da bir telgraf çekerek, bir iki gün için Ankara’ya gelip görüşmelere katılmalarının Meclis toplantısını geciktirmeyeceğini, buna karşılık önemli konularda görüşme imkânı sağlanacağını bildirdi.
Mustafa Kemâl Paşa, Cemal Paşa’ya verdiği cevapta da mebusların Ankara’ya gelip görüşmelerinin, ülkenin kurtuluş yolundaki çalışmalarını birleştirmeye yönelik olduğunu ve bunun da genel bir toplantı niteliğinde olmadığını bildirdi.
Mebuslarla Görüşmeler…
Bu gelişmeler sonucu Ankara’da bir mebuslar toplantısı yapılamadı. Bazı mebuslar Ankara’ya hiç gelmedi, bazı mebuslar Ankara’ya uğradıktan sonra İstanbul’a gitti, bazıları da İstanbul’a giderken güzergâh üzerinde olan Ankara’ya uğrayıp görüştüler. Paşa da görüşebildiği mebuslara, açılacak Mebusan Meclisi üyelerine, güçlü bir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Grubu kurmalarını tavsiye etti.
Hâkimiyet-i Milliye…
Bu sırada, Mustafa Kemâl Paşa, Ankara Vali Vekili Yahya Galip Bey emrindeki il basımevinden yararlanarak ve çabalarıyla Sivas’taki İrade-i Milliye gazetesinin devamı gibi olan Hâkimiyet-i Milliye gazetesi 10 Ocak 1920 tarihinden itibaren haftada birkaç kez yayınlanmaya başladı.
Not: Konuya ilişkin sonraki gelişmeler de zaman zaman okuyucularla paylaşılacaktır.
KAYNAKLAR
Lord Kinross, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul; Mahmut Goloğlu, Milli Mücadele Tarihi-III 1920 Üçüncü Meşrutiyet Birinci Büyük Millet Meclisi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2010; Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Cilt II, TTK Basımevi, 2. Baskı, Ankara 1986; Mustafa Kemâl Atatürk Nutuk, Biz Bize Basın Yayın Eğitim Hiz. San. Tic.Ltd.Şti., Ankara 2007; Yunus Nadi Abalıoğlu, Ankara’nın İlk Günleri, İstanbul 1955; M. Tayyip Gökbilgin, Milli Mücadele Başlarken, Ankara 1959.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.