Adem Öztürk
Yenidoğan Çetesi: Buzdağının görünen yüzü mü, ya arkası?
Kamu Sağlık Harcamaları ve Özel Sağlık Kuruluşları Üzerine Bir Değerlendirme
Ülkemiz, 85 milyonluk nüfusuyla devasa bir sağlık sistemine sahiptir. Hastaneler, halk sağlığı merkezleri, aile sağlığı merkezleri ve laboratuvarlar bu sistemin temel bileşenleridir. Türkiye, vatandaşlarına hizmet sunmanın yanı sıra ihracat ve sağlık turizmi kapsamında yurt dışından gelenlere de sağlık hizmeti sağlamaktadır. Böylece sağlık hizmeti veren ve alan kişi sayısının yıllık 100 milyonu aşması mümkündür.
Özel Sağlık Kuruluşlarının Artışı ve Dönüşüm
2000’li yılların başından itibaren özel sağlık kuruluşlarının hızla artışı, sağlık hizmetlerinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Kamu kurumlarının kapasite sorunları karşısında, özel sektör daha hızlı ve nitelikli hizmet sunarak tercih edilmiştir. Bu rekabet, başlangıçta hizmet kalitesini artırmış gibi görünse de zamanla bazı sorunlar doğmuştur. Özel sektörün temelinde kâr amacı yatarken, kamu hizmeti fedakârlık ve toplumsal fayda esasına dayanır. Ancak bu iki yapının birlikte var olması, sağlık alanında kontrolsüz bir büyümeye neden olmuştur. Kamu sağlık yönetiminin özel mülkiyet sahiplerine devredilmesi, bu tartışmaları daha da derinleştirmiştir.
Kamu ve Özel Sektör Sağlık Harcamaları
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 2022 yılında toplam sağlık harcamaları %71,5 oranında artarak 606,8 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu harcamaların %76,4'ü kamu bütçesinden karşılanırken, %23,6'sı özel sektörden gelmiştir
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), kamu sağlık harcamalarının %44,2’sini karşılamıştır.
Kişi başına sağlık harcaması 2022 yılında %69,8 artışla 7.141 TL'ye yükselmiştir. Sağlık harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı ise 2022 yılında %4’tür.
Özel sağlık kurumları ve ilaç firmalarıyla yürütülen iş birliklerinin, gereksiz tedavi ve tıbbi işlem sayısını artırdığına yönelik eleştiriler mevcuttur. Bu durum, hem kamu kaynaklarını gereksiz yere tüketmekte hem de hastaları maddi olarak zorlamaktadır.
Ayrıca vatandaşların cepten sağlık harcamaları %98,8 artarak 112 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu artış, sağlık sistemindeki mali yükün önemli bir kısmının doğrudan vatandaşlar tarafından karşılandığını göstermektedir.
Yenidoğan Çetesi: Buzdağının Görünen Yüzü
İstanbul’da bazı hastanelerde, yenidoğan bebeklere gereksiz tıbbi müdahalelerde bulunulduğuna dair iddialar kamuoyu gündemine gelmiştir. Hastanelerin ortak bir yapıyla hareket ederek kamuya zarar verdiği ve etik dışı işlemler uyguladığı öne sürülmektedir. Ancak bu iddiaların, buzdağının sadece görünen yüzü olduğu ve sağlık sektöründe daha büyük yapısal sorunlara işaret ettiği düşünülmektedir.
Özel Sağlık Kuruluşlarının Kâr Hırsı ve Etik Sorunlar
Özel sağlık kurumlarının sınırsız kâr hırsı, toplum sağlığını ve kamu bütçesini tehdit etmektedir. Sürekli gereksiz tetkikler, ilgisiz MR ve röntgen uygulamaları, gereksiz cerrahi müdahaleler gibi işlemler yaygınlaşmıştır. Ayrıca, çalışanlara mobbing uygulanarak etik dışı davranışlara zorlandıkları; ilaç firmalarıyla yapılan iş birlikleri sonucunda yanlış teşhislerle gereksiz ilaç kullanımının yaygınlaştığı iddia edilmektedir.
Kamu Yönetiminin Güçlendirilmesi Gerekiyor
Kamu maliyesini denetlemekle görevli Sayıştay’ın daha etkin çalışması ve sağlık sektöründe sıkı denetimlerin artırılması elzemdir. Kamu sağlığı denetimi ulusal bir mesele olarak ele alınmalı, özel sağlık kuruluşlarıyla iş birliğinin sınırları yeniden belirlenmelidir. Sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği ve vatandaşların sağlık hakkının korunması için daha sağlam bir kamu denetim mekanizmasına ihtiyaç vardır.
Sonuç ve Değerlendirme
Türkiye’de sağlık harcamalarının 2024 yılında 2,5 trilyon TL’yi aşabileceği öngörüsü, sürdürülebilir bir sağlık sistemi ihtiyacını daha belirgin hale getirmektedir. Özel sağlık kuruluşlarının hızlı büyümesi, bir yandan hizmet kalitesini artırırken diğer yandan kamu kaynaklarının verimli kullanılmasını zorlaştırmıştır. Kamu ve özel sektör arasındaki dengenin sağlanması ve sağlık harcamalarının denetlenmesi, sağlık sisteminin uzun vadeli başarısı için kritik önemdedir.
Saygılarımla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.