Adem Öztürk
Yüzyılın Ergenkonu; Türkiye Cumhuriyeti Devleti
Bir imparatorluk bakiyesi olan ülkemiz küllerinden doğan bir destanın anlatımıdır. Dört bir yanı düşman işgaline uğramış, kuruluş ve kurtuluş savaşını canı pahasına yapmıştır. Başlangıçta yüzde 3’lü değerlere yakın okuma yazma oranı, olmayan ekonomi, savunma sanayi ve altyapı yatırımları ile yoktan var olan bir destandır.
Son yüzyılın Ergenekon’u Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923’te Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde ilan edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinin ardından işgale uğrayan Anadolu’da, bağımsızlık mücadelesi 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla başlamıştır. Bu süreçte düzenlenen Erzurum ve Sivas kongreleri, ulusal bağımsızlık hareketinin temel hedeflerini belirlemiştir.
1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılmasıyla birlikte, halkın egemenliğine dayalı yeni bir yönetim anlayışı ortaya çıkmıştır. Kurtuluş Savaşı, 1922’de kazanılan Büyük Taarruz ile sona ermiş, ardından 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim sistemi sona erdirilmiştir. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilerek, halkın iradesine dayalı bir yönetim sistemi resmî olarak kurulmuştur.
Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte, modernleşme ve çağdaşlaşma hedefi doğrultusunda bir dizi reform gerçekleştirilmiştir. Atatürk’ün önderliğinde yapılan inkılaplar, hukuk, eğitim, kadın hakları, ekonomi ve kültürel alanlarda önemli dönüşümler yaratmıştır.
- Saltanat ve Hilafetin Kaldırılması: Devlet ve din işleri birbirinden ayrılarak laik bir yapıya geçilmiştir.
- Latin Alfabesinin Kabulü: 1928’de Arap alfabesi yerine Latin alfabesi getirilmiş ve eğitimde okuryazarlık oranını artırma hedeflenmiştir.
- Kadın Hakları: 1930’da kadınlara belediye seçimlerinde, 1934’te ise milletvekili seçimlerinde oy hakkı tanınmıştır.
- Hukuk Reformu: 1926’da Medeni Kanun’un kabulüyle hukuk sistemi modernleştirilmiş ve kadın-erkek eşitliği sağlanmıştır.
Bu reformlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş bir ulus-devlet yapısına kavuşmasını ve toplumun her alanında ilerlemesini sağlamıştır.
Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti, 81 ili ve yaklaşık 85 milyonluk nüfusuyla dinamik bir yapıya sahiptir. Ekonomik, sosyal ve siyasal alanda pek çok gelişme kaydedilmiştir. Ancak değişen dünya koşulları, iç ve dış politikadaki çeşitli zorluklar ile birlikte hareket etmeyi de gerektirmektedir.
- Ekonomi: Türkiye, sanayi, hizmet ve tarım sektörlerinde etkin olan karma bir ekonomiye sahiptir. Son yıllarda ihracat odaklı büyüme stratejisi benimsenmiş ve özellikle savunma sanayi, otomotiv ve tekstil sektörlerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak enflasyon ve işsizlik gibi sorunlar ekonomi politikalarının öncelikli konuları arasında yer almaktadır.
- Dış Politika: Türkiye, NATO üyesi olarak Batı ittifakının bir parçasıyken, aynı zamanda bölgesel bir güç olarak Orta Doğu, Kafkaslar ve Balkanlar’da da etkin bir rol oynamaktadır. Avrupa Birliği ile müzakereler devam etmekle birlikte, ilişkiler zaman zaman dalgalanmaktadır.
- Toplumsal Dinamikler: Eğitim, sağlık ve sosyal politikalar alanında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Ancak toplumsal kutuplaşma, göçmen sorunu ve özgürlükler gibi konular, güncel tartışmalar arasında yer almaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bugüne kadar birçok zorluğun üstesinden gelmiş ve çeşitli reformlarla modernleşme yolunda ilerlemiştir. Atatürk’ün "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" anlayışıyla şekillenen Cumhuriyet, bugün de dinamik yapısını koruyarak geleceğe yönelik hedeflerini sürdürmektedir. Ancak küresel ve yerel gelişmelere uyum sağlamak, demokrasiyi güçlendirmek ve ekonomik istikrarı sağlamak, Türkiye’nin gelecekteki en önemli öncelikleri arasında yer almaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını geride bıraktığı bu dönemde, kurucu değerlerin korunması ve değişen dünya şartlarına uyum sağlanması, güçlü ve istikrarlı bir geleceğin anahtarı olacaktır.
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.