İsmet TAŞ
Barajlarda yasadışı balık avcılığı derhal engellenmelidir
İstisnasız sıfır yaş grubundan en yetişkinimize varıncaya kadar şöyle veya böyle içme suyu kullanmaktayız. Bu suların kaynakları da barajlardır. Barajların kaynakları ise akarsular ve yer altı su kaynaklarıdır. Ve bütün barajlar devletin kontrolü altındadır.
15 Temmuz 2018 tarihinden itibaren barajlar Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet vermektedir.
Barajlar içme suyu temininin yanı sıra, sulama, taşkın önleme, akarsu rejimi düzenleme ve elektrik enerjisi üretmek için yapılmaktadır.
Bununla birlikte su kaynağını teşkil eden barajlar, isale hatları ve tasfiye tesisleri Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, depo ve tevzi şebekeleri belediyelerce yapılır. DSİ tarafından da belediyelere para yardımı yapılmaktadır. Dolayısı ile belediyelerde barajlardan sorumludurlar.
Barajları hangi maksatla kullanırsak kullanalım, her durumda temizliğine, hijyene mutlak surette dikkat edilmelidir. Halkın sağlığı barajların temizliği ile direk olarak bağlantılıdır.
Her ne kadar barajlardan gelen sular farklı temizleme yollarından geçse de, öncelikle barajların her türlü kirlilikten korunması gerekmektedir.
Çok güzel bir söz vardır, “Her şeyi devletten bekleme”. Başta kendi sağlığımız olmak üzere, ailemiz ve gelecek nesillerin sağlıklarını korumak ve kollamak zorundayız. Bu anlamda hepimiz konulan yasaklara uymalı, uymayanları uyarmalı, uyarıdan anlamayanları da ilgili kurum ve kuruluşlara derhal şikâyet etmeliyiz. “Bana ne”, “ne me lazım”, “bana dokunmayan yılın bin yaşasın” anlayışı bizlerin kendi elimizle sağlığımızla oynamakla birlikte çocuklarımızın da sağlığını tehlikeye attığımızı asla unutmamamız gerekir.
Bu konuda en üst düzeyde hassasiyet gösteren sivil toplum kuruluşları bulunmakla birlikte halkın desteği olmadan hiçbir şeyin yapılamayacağı da bilinmektedir. Bu kuruluşlardan birisi de, Merkezi Ankara’da bulunan Amatör ve Sportif Olta Balıkçıları Federasyonu (ASOF) gönüllüleri hiçbir karşılık beklemeksizin, tamamen kendi imkân ve gayretleri ile bu konuya azami dikkati çekerek üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmaktadırlar.
Örneğin bu kuruluşun (ASOF) gayretleriyle, Ankara’nın içme, kullanma ve endüstri su ihtiyacını karşılayan Kurtboğazı barajına yasa dışı yollardan atılan 500 metre misina ağ çıkartılmasını sağladılar.
ASOF Başkanı M.Serkan İnanç, “Dünyanın her yerinde ve ülkemizdeki içme sularında olta balıkçılığı su alım noktasına 300 metre yaklaşmadan yapılabilir. Bu durum 1380 Sayılı Su ürünleri Kanunu’nda net olarak belirtilmiş bir kanun maddesidir. Bizler yoğun iş stresinden uzaklaşıp ikametgâhlarımıza yakın su kıyılarına gelerek olta balıkçılığı yaparken aynı zamanda da buraların doğal güzelliğinin bozulmaması için çaba sarf edip yasadışı faaliyetlerin engellenmesi için gönüllü olarak çalışmaktayız. Bir nevi doğanın gönüllü koruyucularıyız” diyerek halkın ve sivil toplum kuruluşlarının halk sağlığı ve doğanın korunması konusundaki önemini ifade etmiştir.
Özetle, sağlığımızla oynayan, doğanın düzenini bozan, konulan yasaklara uymayan her kim olursa olsun, devletin kurum ve kuruluşları en etkin şekilde gereğini yapmak zorundadırlar. Halkın doğayı koruyarak iç içe olması sağlanmalıdır.
Aksi halde yarın çok geç olabilir. Alınmayan tedbirlerin sorumluları vakit kaybedilmeden gerektiği şekilde cezalandırılmalıdır.
Hiç kimsenin halkın sağlığı ve doğanın düzenini bozmaya hakkı yoktur.
Barajlarda yapılan yasadışı balık avcılığına asla göz yumulmamalıdır.
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Türk Dünyası Akademisyenler ve Bürokratlar Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.