Bir milli siyaset belgesi: Misak-I Milli (2)

GENEL

Toplam altı bölümden oluşan 28 Ocak 1920 tarihinde son Osmanlı Mebusân (Yasama) Meclisi tarafından kabul edilen ve 17 Şubat 1920 tarihinde de kamuoyuna duyurulan Türkiye'nin barışa yönelik temel ilkelerini ifade eden beyannâme ve resmî belge olan Misak-ı Millî süreci ve önemini içeren bu yazı dizisi kapsamında bugün okuyucularla yazı dizisinin ikinci bölümü paylaşılmaktadır.

ÖNEMLİ GELİŞMELER…

Mondros Mütârekesi’nden sonra önce İstanbul’da, sonrasında da Ankara’da önemli siyasal gelişmeler olmuştur.

Üyelerinin çoğu Mütâreke sonrasında dağılan İttihat ve Terakkî Cemiyeti (İvTC) üyelerinden oluşan yerel gruplar, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri adı altında, millî bağımsızlığı kurtarmak amacıyla örgütlenmişlerdi. Mustafa Kemâl Paşa, 19 Mayıs 1919 tarihinde Anadolu’ya geçmeden önce, bu grupların bazılarıyla ilişki kurmuş, bunların ileri gelenleriyle izlenecek hareket tarzını görüşmüştü.

Öte yandan Erzurum’da bulunan 15. Kolordu(nun) Komutanı Kâzım Karabekir Paşa ile Kırşehir’de (ve sonrasında da Ankara’ya intikâl eden) 20. Kolordu(nun) Komutanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa yardım vaat etmişlerdi.

İlaveten, Mustafa Kemâl Paşa’nın İstanbul’da Harbiye Nezâretinde (Savaş Bakanlığında) görev yapmakta olan yakın arkadaşı Miralay (Albay) İsmet (İnönü) Bey ile Fevzi (Çakmak) Paşa da hükûmet merkezindeki durum hakkında kendisini düzenli olarak bilgili kılıyorlardı.

İSTANBUL’DAN SAMSUN’A…

Mütâreke sonrasında adeta kalmayan devlet otoritesi nedeniyle bölgede bağımsız bir devleti kurma hevesleri daha da artan Karadeniz Bölgesindeki Rumların bölgede çıkardıkları karışıklığa son vermek ve böylece İngiltere’nin (Mütâreke’nin 7. maddesine dayanarak) bölgeyi işgâl etmesini önlemek üzere (kısa bir süre sonra ismi 3. Ordu Müfettişliğine dönüştürülecek olan) 9. Ordunun Müfettişi olarak geniş yetkilerle bölgeye görevlendirilen Mustafa Kemâl Paşa, İzmir’in Yunanlılar tarafından 15 Mayıs 1919 tarihinde işgâlinin ertesi günü, maiyetiyle birlikte İstanbul’dan ayrılıp 19 Mayıs’ta Samsun’a erişti.

YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI…

Mustafa Kemâl Paşa’nın Samsun’a gelmesi, Türk siyasî hayatında yeni bir dönemin başlangıcının işaretidir. Bu tarihten itibaren ülke iki kesime bölünmüş; bir tarafta zayıf da olsa bir mevcudiyeti sürdürebilme pahasına her türlü zillete katlanarak İtilaf Devletleri ile iş birliği hâlinde olan İstanbul Yönetimi, diğer tarafta da ülkenin toprak bütünlüğünü ve millî bağımsızlığı korumak maksadıyla Anadolu’da mücâdeleye başlayan Mustafa Kemâl Paşa ve onun etrafında toplananlar yer almıştır.

SAMSUN, HAVZA, AMASYA…

Samsun’da bir süre kalan Mustafa Kemâl Paşa 12 Haziran’da Havza yoluyla Amasya’ya geçer ve orada Bahriye eski Nâzırı Rauf (Orbay) Bey, Ankara’da konuşlu 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa ve Sivas’ta konuşlu 3. Kolordu Kumandanı Miralay Refet (Bele) Bey ile buluşup onlarla toplantılar yaptı.

YOL HARİTASI YA DA STRATEJİK BELGE…

Görüşmeler sonunda, Mustafa Kemâl Paşa’nın önceden hazırladığı prensipleri kapsayan bir metin üzerinde anlaşma sağlanır. Toplantılara iştirak edemeyen Konya’da konuşlu 2. Ordunun Müfettişi olan Mersinli Cemal Paşa ve Erzurum’da konuşlu 15. Kolordunun Komutanı olan Kazım Karabekir Paşa’nın da görüşleri alındıktan sonra bazı düzeltmelere uğrayan metin, 21/22 Haziran gecesindeki son toplantıda kesin şeklini alır. Millî Mücâdele için bir strateji belgesi niteliğinde olan ve Amasya Genelgesi olarak bilinen bu kararlar, 22 Haziran 1919 tarihinde ülke sathındaki askerî ve mülkî erkâna telgrafla bildirilir.

İSTİFA VE ERZURUM GÜNLERİ…

Amasya’dan sonra, Rauf Bey ile birlikte, Sivas ve Erzincan üzerinden Erzurum’a giden ve İngilizlerin İstanbul Hükûmeti nezdindeki baskısı sonucu 8/9 Temmuz 1919 gecesi askerlikten ayrılmak zorunda kalan Mustafa Kemâl Paşa, Doğu Vilayetlerini de içine alan genişletilmiş bir Ermenistan tehdidine karşı yapılan ve 24 Temmuz 1919 tarihinde de Erzurum’da toplanan Doğu vilayetleri temsilcilerinin kongresine katılır ve kongreye başkan olur. Onun ustaca yönetimi sâyesinde, Kongrenin 7 Ağustos 1919 tarihinde yayımlanan beyannâmesi Amasya Kararları’na uygun olarak hazırlanır. Kongrenin aldığı en önemli karar, daha sonra Misak-ı Millî olarak tanınacak olan demecin ilk nüshasını hazırlamış olmasıdır.

ERZURUM’DAN SİVAS’A

Erzurum Kongresini tâkiben çeşitli vilâyet temsilcilerinin katılımıyla 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde gerçekleşen Sivas Kongresi’nde, Erzurum’da alınan kararlar, burada da aynen kabul edilir. Sivas Kongresinin önemi, Erzurum’da sadece Anadolu’nun Kuzey ve Doğu Bölgeleri temsilcileri tarafından alınan kararların vatanın tamamı için hukuken geçerli hâle getirilmiş olmasıdır. Öte yandan Mütâreke’den sonra kurulmuş dernekler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (A-RMHC) adıyla birleştirilir. Bu kongrede de başkanlığına Mustafa Kemâl Paşa’nın seçildiği Heyet-i Temsiliye artık millî direniş hareketinin yürütme organı hâline gelir.

Not: Devam edecek.

© 2025. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Paksoy Arşivi